Şiirin Fon Müziği
Vakti Sükut
Bu şiiri bir Aralık sabahı, saat yedide yazıyorum.
Uyku tutmamış, kan çanağı gözlerim ile yazıyorum.
Gönül kalem, yine en güvendiği yerden darbe almış.
Ne düşüneceğimi bilmediğim anda yazıyorum.
Dışarıda o biçim bir yağmur, hava çok bozuk…
Yüreğimde fırtınalar kopuyor, ortalığı yıkasım var.
Zar zor ayakta tutmaya çalıştığım bu sevdayı,
Umutsuzca tutunduğum o dalları koparasım var ama
Biliyorum, ne ah ne de vahın yeri şimdi.
Vakti sükut zamanı…
—
Bu şiiri en çok darlandığım vakitlerden birinde,
Yüzümde mutluluğun tüm ifadeleri kaybolmuş,
İnandığım yerden bir kez daha kırılmış,
Üzerine titrediğim yerden bir deprem daha yaşamış,
Kalbimin enkazlarını toparlamaya çalıştığım
Bir seher vaktinde yazmaya çalışıyorum.
İçim karmakarışıklarda, öyle yorulmuşum ki
En büyük hayallerimi, umutlarımı yıkasım var ama
Biliyorum, ne ateş ne har vakti şimdi.
Vakti sükut zamanı…
—
Hayatımın en dayanılmaz yerlerinden birindeyim.
Canımı en çok yakan, kendimi kaybettiğim,
Yine herkesten uzaklaştığım yerlerden birindeyim.
Bir kez daha ummadığım yerden yara almış,
acılar içinde sararken yazıyorum bu şiiri.
Duvarlarla dertleşiyorken öyle boş boş,
En dertli şarkımı dinlerken defalarca,
Kalemi bırakmışım kendi haline yine…
En acımasız kelimeleri kullanıp
En ağır satırları yazasım var ama
Biliyorum işte, ne kırıp ne de dökme vakti şimdi.
Vakti sükut zamanı…
—-
Biliyorum işte, biliyorum.
En çok konuşmam gereken yerlerden birindeyim.
Ama bir o kadar da susmam lazım yine.
Ortalığı yakıp yıkmam gerekiyor ama
Zararı yine şu garip yüreğime olacak.
O yüzden yine içim kan ağlaya ağlaya sessiz kalıyorum.
Biliyorum, aslında yangına körükle gitme vakti ama
Yanacak olan yine en çok ben olacağım.
Bu yüzden yine vakti sükut zamanı işte.
Vakti sabır, vakti sükut zamanı…
Yaman Karaca